Pilatesin Kısa Tarihçesi

Joseph Pilates, 1880 yılında Almanya yakınlarındaki Düsseldorf şehrinde doğmuştur. Joseph, bir çocuk olarak normalden fazla rahatsızlık yaşamaktaydı. Hastalıkları arasında astım, kemik hastalığı (raşitizm) ve ateşli romatizma vardı. Bu hastalıkları aşma güdüsü vücut geliştirme, jimnastik, dalgıçlık ve diğer fiziksel arayışlar içerisine soktu. Doğu ve batı felsefesi ve egzersiz çeşitleri üzerine çalışmalar yaptı. Roma ve Yunan kültüründeki beslenme düzenleri ilgisini çekmişti. Bu geliştirdiği zengin arka-plan ona deneyimleriyle şekillenen bir sistem sundu ve bu sistemi yaşamı boyunca değiştirip geliştirmeye devam etti.

1912’de Pilates, bir sirk aktörü olarak, bir yunan oyununu canlandırmak üzere İngiltere’ye seyahat etti. Birinci dünya savaşı çıktığı zaman, diğer Alman vatandaşlarıyla birlikte, Isle of Man adasında bir kampa götürüldü. Orada bulunurken, fiziksel egzersiz programını öğretmeye ve bu konuda pratiklerini geliştirmeye başlamıştı. Bu süreçte engelli ve hasta insanların iyileştirilmesine yönelik bazı aparatlar ve araçlar geliştirdi. Bugün bu aparatların bazılarını incelediğimizde bile, o zamanlar bir hastane yatağının kasasından sökülüp icat edilmiş olduklarını anlayabiliriz. Pilates, grip salgınlarını ve savaş zamanı ortaya çıkan diğer hastalıkları iyileştirmesiyle bilinmektedir.

Savaştan sonra, Pilates Almanya’ya döndü ve Alman hükümeti tarafından yeni ordularını eğitmesi için çağrıldı. Bunun sonuçlarını göz önünde bulundurarak Amerika’ya kaçmaya karar verdi. (Bazı kaynaklar, Joseph’in Birleşik Devletler tarafından dünya şampiyonu Max Schmeling’i eğitmesi için çağırıldığını öne sürmektedir). Pilates’in Birleşik Devletler’e göçü öncesi dönemini anlatan pek kaynak bulunmamaktadır. Ancak görünen o ki Rudolf von Laban, Kurt Joss ve Mary Wigman gibi o dönemin en ünlü birçok hareket geliştiricisiyle tanışmıştır. Pilates dansçı olmamasına rağmen bu ilk zamanlarında karşılaştığı deneyimler onun ilerideki kariyerinde dans cemiyeti ile olan ilişkilerinin gelişmesini sağlamıştır.
Birleşik Devletlere giderken Joseph, Clara ile tanışır ve kısa zaman içerisinde evlenirler. Clara onun yöntemini geliştirmesinde ve öğretmesinde çok büyük rol oynamıştır. Clara ise ilgili, yakın ve nazik bir öğretmen olarak tanımlanmaktadır. 1926 yılında New York şehrinde ilk Pilates stüdyolarını kurarlar. Bu stüdyo bir anda çok geniş bir kitleye hitap etmeye başlar. Bu kitlenin arasında devlet ileri gelenleri, sirk dansçıları, jimnastikçiler ve atletler vardır.

Pilates’in sisteminin ve insan vücudunun işlevlerine yönelik derin anlayışının değerinin gerçekten farkına varan kitle, dansçılardı. George Balanchine, Ted Shawn, Martha Graham ve Hanya Holm gibi bazı büyük dansçılar yöntemi iyi çalışmışlar ve dans tekniklerine ve dans eğitimlerine entegre etmişlerdir. Bunu yaparken dansçıların vücutlarında oluşan olumlu etkilerin hem performansları açısından hem de yaşamları açısından çok etkili olduğunu kavramışlardır.

Fiziksel durumu, öğretisi ve performansı bize Pilates’in çok disiplinli bir adam olduğunu göstermektedir. Çalışmalarında yoganın, jimnastiğin, boksun, savunma sporlarının ve doğuyla batı felsefelerinin etkileri görülmektedir. Çalışmalarını her ortamda göstermiş ve öğretmiştir. Bu ortamların içerisinde stüdyo, küçük bir New York dairesinden tutun da dışarıda, daha rahat hissettiğini ve ilham bulduğunu belirttiği doğal ortamlar mevcuttur. İnançlı bir insanın güdüsü ve bir dâhinin yaratıcılığına sahip bir adamdı. Yarattığı sistemi hayat tarzı olarak benimsemiş bir insandı. Her insanın yaşamını değiştireceğini ve böylece toplumu bir bütün olarak değiştirebileceğine inanan bir insandı.
Pilates, çalışmalarının her okulda ve eğitim kurumunda öğretildiğini düşlerdi. Çocukların beden bilgisini almaları gerektiğini düşünürdü ve bu bilginin basit ve ulaşılabilir olması gerektiğine inanırdı. Hareketin basitliğini ve doğanın hem insan hem de hayvan bedeni tasarımını yücelten bir bakışı vardı. Pilates üzerine yazılmış ilk makalelerin çoğu, onun hayvanlara ve hayvanımsı hareketlere olan tutkusunu belirtmektedir. Bu zaten bazı egzersizlere verdiği isimlerden de kolayca anlaşılabilir.

Kariyeri boyunca Pilates icat ettiği onca aparat çeşidi için 600’ün üzerinde egzersiz geliştirmiştir. Ona rehberlik eden felsefe şuydu; iyi bir sağlığa kavuşmak için, olaya hem vücut hem zihin hem de ruh bakımından yaklaşmak gerekir. Pilates ekipmanları, tüm vücudu geliştirmek için, vücut duruşunu düzeltecek ve dengeleyecek pozisyonlar ve hareketler oluşturmak üzere tasarlanmıştır. Başlangıçtan ustalık aşamasına kadar çok geniş bir yelpazede uygulanabilecek çeşitli egzersizler her aparat parçası kullanılarak yapılabilir. Yaylar, makaralar ve yer çekimini kullanan ekipmanlar kas yapısına çeşitli açılardan etkide bulunur ve özellikle iç kas sistemine odaklanma vardır. Kasların bu derindeki katmanları çalıştırılarak doğru pozisyon, duruş ve optimum hareket mekaniği elde edilir.

Joseph Pilates, sağlıklı yaşama bakış açısıyla, egzersizleri yaratma tarzıyla, egzersiz ekipmanları icat etmesi ve günlük ev yaşamına bu ekipmanı entegre etmesiyle zamanının ötesinde düşünebilen bir adamdı. Wunda sandalyesini yaratmasıyla muhtemelen ilk ev jimnastiği kavramını ortaya koyan kişi oldu. Bu sandalye aynı zamanda ev eşyası olarak da kullanılabiliyor. New York’taki dairelerinde bulunan ekipmanlarıyla Joseph Pilates ve eşi Clara’nın birlikte göründüğü fotoğraf, Pilates’in sunumlarının bir gösterinin çok ötesinde olduğunu gösteriyor. Bu düşünceyi Pilates’in sistemini tanıttığı çok ender bir kısa film desteklemektedir. Bu filmde kişisel sağlık ipuçları da bulunmaktadır. Bu film, biraz rehber biraz reklam biraz da bilgilendirme özellikleri taşımaktadır. Bu filmden de Pilates’in sadece sağlık ve spora bakış açısının değil aynı zamanda pazarlamacılık becerilerinin de zamanının önünde olduğu anlaşılabilir. Ölümünden yıllar sonra, çalışmaları spor dünyasında bir devrim yaratmıştır ve vücut gelişim alanının gelişmesine katkı koymuştur.

Pilates metodu bütünsel sağlığa giden yolu göstermektedir. Bilinçsizce tekrar edilen fiziksel bir egzersiz türü değildir. Pilates sağlıklı yaşama bütünsel bir bakış ve yaşam boyu gelişim yöntemidir. Pilates, Kontroloji Yoluyla Yaşama Dönüş adlı kitabının ilk paragrafında şöyle yazmıştır; “Fiziksel zindelik mutluluk için ilk gereksinimdir. “Bizim fiziksel sağlık anlayışımız, gündelik ve rutin işlerimizi içten gelen bir tat ve zevk duyarak, doğal, kolay ve tatminkar bir şekilde yapabilme kabiliyetine sahip, zihni kuvvetli ve bütün kısımları eşit ölçüde gelişmiş bir vücuda erişmek ve bu vücudu korumaktır.”
Rael Isacowitz